İrtibatı Koparmayalım!
dili dönmemek deyimi
(1) bir sözcüğü doğru dürüst, yanlışsız söyleyememek, düzgün biçimde çıkaramamak, örnek: O sözcüğe dilim dönmez benim, "savcı" demek varken. (2) amacını iyi anlatamamak, yeterince anlatmayı becerememek.
- çocukluğu tutmak
- burnundan yakalamak
- tıpış tıpış yürümek
- pay çıkarmak
- burnunun ucunu görmemek
- nefsini körletmek
- durdu, durdu, turnayı gözünden vurdu
- beti bereketi gelmek
- bereket versin ki
- hatırı sayılır
- üstüne fenalık gelmek
- bir kafada
- gönüllü gönülsüz
- yer almak
- gözleri evinden oynamak
- bir içim su
- hayatını yaşamak
- dalga dönmek
- baş tacı
- ateşe atmak
- akıldan çıkmak
- aradığını bulmak
- eli çabuk
- olan biten
- dilinin ucuyla
- duba gibi
- kalıptan kalıba girmek
- gözü kara
- kendini ateşe atmak
- ere varmak
- adı batmak
- felfelek sokmak
- bir yana dünya bir yana
Son Sorgulanan Deyimler
Deyim
Anlamı
(1) bir sözcüğü doğru dürüst, yanlışsız söyleyememek, düzgün biçimde çıkaramamak, örnek: O sözcüğe dilim dönmez benim, "savcı" demek varken. (2) amacını iyi anlatamamak, yeterince anlatmayı becerememek.
(1) Karşılamaya gitmek. (2) Yolda karşısına çıkmak.?Bütün kasaba halkı yeni gelen kaymakamın yoluna çıkmıştı.?
mecaz
- içinden çıkılması çok güç bir işe bulaşmak, zor bir duruma düşmek.
- içinden çıkılması güç bir durumda olmak.
örnek:
* Kaza yapan otobüsünü sigorta yaptırmamış olduğu için çok derin bir batağa saplandı.
(1) (hasta) çok ağırlaşarak bir şey söyleyemez olmak. (2) susup durmak, hiçbir soruya yanıt vermemek. örnek: Onca üsteledik, ağız dil vermedi.
iyiden iyiye, iyice, tümden, tüm olarak, tümüyle, büsbütün, örnek: Konuyu bütün bütün unutmuş görünüyordu.
(1) Allah buyruğuna uymayanların cehennemde uğrayacaklarına inanılan büyük ceza.
(2) Mec. Çok büyük sıkmtı ve üzüntü.
Örnek: İki gündür cehannem azabı çekiyorum.
(1) iş ortağını, kazanç göstermeden ya da zarara sokarak, ortaklıktan ayırmak. (2) bir kimsenin beklediğinden çok az bir yararla baştan sayıldığını anlatırken kullanılan alaysamalı bir söz. örnek: Beni üç kuruşla çırak çıkarmak istedi. (3) ha. kız gelin etmek. (4) argo (birini) istediğinden daha az bir şeye razı etmek.
ka. (1) güç bir durumla karşılaşmak, güç bir duruma düşmek. (2) işlevsiz duruma düşmek, işi bitmek.
(1) (bir durum) anlaşılmak, belli olmak. örnek: İş açığa çıkınca, kavga bitti. (2) (biri) görevinden çıkarılmak.
argo (1) ortadaki, eldeki işle ilgilenmeyip başka şey düşünmek, zamanı boşu boşuna harcamak. (2) karşısındakini anlamaz yerine koyarak aldatırcasına konuşmak, alay etmek, eğlenmek. (3) geçici sevgi ilişkisi kurmak, gönül eğlendirmek, örnek: Amacım evlenmek değil dalga geçmekti.
Yayın Ağımız
Bu listede yer alan sitelerimiz günlük hayatınızda gerek eğitim, gerek iş, gerek eğlence ve gerekse alışveriş konusunda yardımcı olmak için uzman ekipler tarafından hazırlanmaktadır.Eğitim Sitelerimiz
Eğlence Sitelerimiz
Rehber Sitelerimiz
Diğer Sitelerimiz
Tüm Hakları Saklıdır © 2008 - 2025
Sitemizin SEO çalışması Seo Uzmanı Zeze tarafından yapılmıştır.anlaminedir.com bir nerededir.com sitesidir.